28 Mar 2014

7. Koğuştaki Mucize, 2013

Az önce izlediğim bir filmi sizinle paylaşayım. İtiraf etmeliyim ki genelde dram türü filmleri pek izlemem. Üzülmek istemememden mi kaynaklı ağlamayı mı sevmiyorum bilmiyorum ama genelde ya korku ya da komediye yönelirim. Fakat bu filmi izlemek istedim aslında Exo Showtime'da gördüm izlemişseniz siz de görmüşsünüzdür hani şu oppaların salya sümük ağladıkları Sehun'un ağlamayı bırakın yüzünün bile değişmediği bölüm. Herneyse Exo Showtime' ida bi ara yazacağım. Fazla konuştum artık filmime geçiyorum.
   Filmimiz az önce de okuduğunuz üzere dram tarzında. Ama aşırı depresyona sokan tipten değil, güldüğüm komik yerler de vardı.
  Zihinsel engelli bir baba çocuk cinayeti suçundan hapse atılır. Babamızın da bir kızı vardır. Küçük, şu yan afişte gördüğünüz karton kutunun içindeki pıtırcık Yeo Song'dur işte. Baba-kız birbirlerine çok bağlılar, aşıklar resmen. Birbirlerinden başka kimseleri de yoktur. Hapse girince de kızımız ortada kalır. Babamız hapisteyken koğuş arkadaşının bi şekilde hayatını kurtarır. O da karşılığını verebilmek için babyı kızla kavuşturmaya kara verir ve koğuşcak el ele verip küçük pıtırcığımızı koğuşa gizlice sokarlar. Aslında devamını anlatmak istemiyorum çünkü çoğu sahnesi çok güzeldi sürprizini kaçırmak istemem şimdi. O yüzden sadece şu kadarını söyleyeyim filmin başında da gösteriliyor bu. Kızımız babasını kurtarabilmek için avukat olur veyeniden mahkemeye çıkar. Vay be! Bu arada pıtırcığımızın büyüklüğünü de Park Shin Hye oynuyor.
    Bi sahnesi vardı resmen hık hık iç çekerek ağladım. Bi el-yüz yıkama molası verdim kendime o dereceydi :)

 Aklımda asılı kalanlar :
 1. Aslında aklımda asılı kalması değil de anlamadığım bi sürü yer vardı. 'Neden' diyeceksiniz. Filmi ingilizce altyazılı izlemek zorunda kaldığım için kelime kaçırdığım nolduğunu anlamadığım yer çoktu. Benden kaynaklanan bi sorun tamamen :)
 2. O pıtırcığımız var ya o pıtırcığımız. Bir aktris harikası. Çok tatlıydı ve de müthiş oynadı. Benden tam puan----> Yeo Song'aa !
 3. Park Shin Hye brozlaşmış mı, kararmış mı yoksa bıyıkları mı vardı tam seçemedim. Ay hayır..

-İşte en çok ağladığım sahne. Mahvoldum, gözlerim artık isyan etti ağlama diye.
                                                                                                                             Öpüldünüz**

20 Mar 2014

007, Bbang !


  Bugün öylesine internette dolanırken gözüme Exo'nun bi videosu takıldı. Showtime 9.bölüm. Bütün üyeler toplanmış, oyun oynanacak. İzledim, bi kere daha izledim, altyazıları durdura durdura okudum ama yine de oyundan hiçbişey anlamadım. Herkes sessiz, konuşmuyor, hareketlerle anlaşıyorlar. Hatta güldükleri zaman bile sessiz gülüyorlar ses çıkarmaları yasak ki hatta Kai bi ara ' Dişler gözükmemeli' diye oyunun kuralını hatırlatıyor. Ama o kadar komikler ki izlerken çok eğlendim ve oyunu da araştırayım dedim. 
       Şimdi kore oyunumuz şöyle;
   (Sıfır sıfır yedi oyunu) Oyuna ilk başlayan kişiye A diyelim. A, B'yi işaret eder. B de C'yi işaret eder. C kişisi 7 saniye içinde "Bang!" diyerek D kişisini işaret etmek zorundadır. C, D kişisini işaret ettiğinde D kişisinin etrafındakiler de ellerini havaya kaldırmalılar yoksa cezayı onlar alır. Ayrıca dişlerin gözükmemesi gerekiyor. Ayrıca bu oyun sesli de oynanabilir. A kişisi '0' der, B'yi işaret eder. B kişisi de '0' der, C'yi işaret eder. C kişisi ' Bang!' der ve D kişisini işaret eder. D kişisinin yanındakiler ellerini havaya kaldırır. Exo'nun oyunu için tıklayın:)

                                                                                                                                    Öpüldünüz **

15 Mar 2014

Farklı Bir Müzik !


  Hep k-pop dinleyerek, orayı hayal ederek bişeyler yapıyoruz değil mi?   Biraz da farklı tarzlara göz atalım diye yola çıktım ve bir araştırma yaptım. Genelde geleneksel müzikle farklı tarzdaki müzikleri bir araya getirerek oluşturulmuş türler var. Geleneksel müzik aletleri; gayageum, piri, geomungo gibi ve modern müzik altleri; keman, elektro gitar gibi farklı elemanları birleştirerek beste yapılıyor.
   Şimdi ilk grubumuz;

   Jambinai

  Güney Koreli post-rock & post-metal grubudur. Üç üyeden oluşan bu grupta; Bomi Kim (haegum, vokal), Dokyo 13 (bas gitar), Eun Youg Sim (geomungo, vokal), Ilwoo Lee (gitar, piri) ve Myounghoon Ryu (bateri)’dan oluşmaktadır.
  2011 Merhaba Acemi Çaylak Jüri Ödülü'nü Jambinai kazandı, 2012 yılının başlarında ilk tam albümleri ' Difference' ı yayınladılar. En beğendiğim şarkıları: Jambinai - Time of Extinction

                                                                                                             
   Byulmaru
  
    Geleneksel Kore müziğini Batı müziğiyle birlikte kullanan Güney Koreli müzik grubu. Grup, daegeum, gayageum, haegeum, ve janggu gibi Güney Kore’'nin geleneksel enstrümanların yanında bateri, gitar, bas gitar ve klavye gibi modern enstrümanları da kullanmaktadır. Byulmaru ayrıca Kore’ye özgü janggo ve sogo danslarını da gösterilerine dahil etmektedir. İlk albümü Byulmaru 1st’ü Eylül 2007′de çıkaran grubun adı Korece’de “Yıldız döşeli” anlamına gelmektedir. En beğendiğim şarkıları: Byulmaru-
Gayaum Ver


Easternox
 Caz müzikle, geleneksel müziği birleştirmiş bir Güney Koreli müzik grubu. Kore halk müziği Pungmul'dan etkilenilmiş.Suk Jin Lee öncülüğünde 2005 yılında kurulan grup, daha çok Kore’ye özgü vurmalı çalgılar üzerine kuruludur. Adını “Ekinoks” ve “Eastern” sözcüklerinin birleşiminden alan grup, ilk albümü Eclipse’i 2011 yılında çıkarmıştır.En beğendiğim şarkıları: Easternox - Ah Young


Bu gruplara bi bakın derim ben :) Öpüldünüz**

14 Mar 2014

Komşum Totoro (Tonari no Totoro) - 1988



    Bu animeyi yeni izlediğim için beni sopalayabilirsiniz, haklısınız da. Nerden olduğunu bilmediğim ama hep aşina olduğum bi isimdi Totoro, daha anime olduğunu bile bilmediğim cahillik yıllarıma dayanan :)  Okuldu, dersti derken blogla hiç ilgilenemedim, blogu bırakın ölüp geberdiğim dizilerimin sonunu getiremiyorum kaç haftadır. Bu benim için cidden acıklı ötesi bir olay. Haftaya vizelerim başlıyor o yüzden bu haftasonu izleyebildiğim kadar dizi ve anime izleyeceğim. Az önce de  'Komşum Totoro' yu izledim. Hemen onun çok sempatik kurgusu tazecik aklımdayken görüşlerimi yazıvereyim :D
   Satsuki ve Mei adında iki kız kardeş vardır. Mei daha küçük yaşta, ablası Satsuki ise okul çağında. İki kız kardeş ve baba başka bir eve taşınırlar. evi güzelce temizlerler. Kızlarımız evin içinde koşturup durmaktadır, çok neşeliydiler ya canlarım :) Babaları 'Hadi bakalım, arka kapıyı bulun' der oyun oynar onlarla. Kızlar da arka kapıyı açarken küçük siyah topçuk gibi şeyler görürler. büyükler onların toz tavşancık olduğunu söyleyerek geçiştirir. Annemiz ise bir hastalıkla mücadele etmektedir ve hastanede yatmaktadır. arada bir gider ve ziyaret ederler.

  Bir gün Mei bahçede dolaşacağım diyere çıkar, çantasını şapkasını da almış, paytak paytak geziniyordu bahçede. Yerde meşe palamudu muydu neydi onlardan bulur. Sonra küçük bi tavşancık görür. tavşan mı desem demesem mi karar veremedim tamamen hayalgücüyle çizilmiş tatlı bişey :)
 Onu takip edeyim derken tünel gibi bi yere gider. Dursana yerinde illa başına iş açacak, acaba başına bişey geldi mi, noldu onu da siz izleyerek bilin artık söylemeyeyim ^^ 

     Aklımda asılı kalanlar:
 
* Filmde Mei' ye bayıldım. Hareketleri, sempatikliği hele paytak paytak yürümesi hele ki küstüğünde yüzünün mahkeme duvarı gibi olması, ıhhag yerim !
 * Totoro'nun yumuşacık karnında tek uyumak isteyen ben miyim, izlediyseniz kesin siz de istemişsinizdir. Ah şimdi orada kestirmek vardı..
 * Kedi otobüse ne demeli, koltuklarına gömülmek istedim. Japonca hocamın kedi otobüs kalemliği var. Bi kız ' Totoro!' diye çığlık atmıştı da cahil gibi anlamamıştım şimdi daha iyi anlıyorum hoho ^^
 * İzlemek isterseniz bu da filmin fragmanı: Komşum Totoro
                                                                                                                         
**Öpüldünüz

4 Mar 2014

Acılı kadın, Geyşalar !




   Hepimiz 'Bir Geyşa'nın Anıları' nı duymuş, izlemiş ya da okumuşuzdur.Tabi ki gerçeklik payı olduğu kadar kitapta veya filmde kurgu payı da vardır :) Neden başlığım 'acılı kadın, geyşalar' ?
  
     Maddeleyelim :)
 > Öncelikle küçükşüklerinden 20 yaşlarına kadar çeşitli eğitimlerden geçiyorlar. Dans, enstrüman becerisi, espritüel ve kültürlü bi kişilik, cazibeli olabilme, özel giydikleri ayakkabılarda yürüyebilme (bakınca cidden zor Allah sabır versin ), kıyafetlerinin yani kimonoyu giymeyi öğrenmek gibi bazı temel davranışlar.

> Kimonoyu giymesi de kolay değil. Envai çeşit kumaş, ayrıntı ve dikkat edilmesi gerekilen düğüm şekilleri var onun için Harvard eğitimi gerek bence :)

> Geyşa olurken ki o eğitim döneminde kaldıkları evde de hizmetçi gibi çalışıyorlar gariplerim o evin ismi vardı da unuttum şimdi :)

> Geyşalık demek kendilerini erkekleri eğlendirmeye, onlara uzman olduğunuz konu ve yetenekte memnun edebilmek demektir. Hem para kazanırsınız hem de isim yaparsınız ve yine ne kadar çok isim yaparsanız o kadar çok para kazanırsınız. Sadece yarım saatlik bi sohbet veya çay içmek için bile kucak dolusu para harcarlar.

> Tüm o kazandıkları paranın neredeyse tümü kaldığınız eve ve evin giderlerine harcanır. Çünkü küçüklükten beri aldıkları eğitimle, yedikleri içtikleri ne varsa, kaldıkları her gün için bir borç tutanağı tutulur ve kazandıkları her parayla borçlarını kapatmaya çalışırlar.

> Geyşalar en çok 'danna' nın hayalini kurarlar. Bu ne demek ? Hatırladığım kadarıyla anlatacağım, saçmalamadan umarım :) :) Şimdi bir erkek bir geyşanın dannası olursa onun herşeyini ve bütün sorumluluklarını üstlenmiş olur. Geyşalar bir nevi daimi metres gibi bişey olur diyelim. Tüm borçlarını öder, kalacak yer, yiyecek yemek, giyecek kimono aklınıza ne gelirse danna karşılar. ama arada evlilik yoktur buna dikkat edelim. Yani yine bahtsız yine bahtsız.

      Ben hem kitabı okudum hem de filmi izledim hem de kaç kez. Siz de en azından okumasanız bile kitabı filmini izleyin pişman olmayacaksınız. Kitabı bu ama benim elimdeki daha eski bi basım :

                                                     

 Bu da filmin fragmanı, tıklarsanız izleyebilirsiniz :) Bir Geyşa'nın Anıları  Hepiniz sağlıcakla kalın, bi gün filmi de yazmak istiyorum :)
                                                                                                                         ** Öpüldünüz